Yurt dışında yaşayan Suat Ç.’nin pasaportuna hakkındaki bir soruşturma gerekçe gösterilerek el kondu. Bir süre sonra soruşturma takipsizlikle sonuçlandı ve Suat Ç. pasaportunu alabilmek için yeniden başvuruda bulundu.
Talebi reddedilince idare Mahkemesi’ne dava açtı. İdare mahkemesi Suat Ç’nin talebini, eşi hakkında yürüyen başka bir soruşturmayı gerekçe göstererek reddetti.
Suat Ç.’nin bireysel başvuruda bulunduğu Anayasa Mahkemesi (AYM) dosyayı inceledikten sonra kararını verdi. AYM’nin kararında şu ifadeler yer aldı:
KEYFİ İNCELEME YAPILDI: Başvurucu; kendisi hakkında yürütülen soruşturmanın takipsizlikle sonuçlanmasına rağmen eşi hakkında yürütülen soruşturma nedeniyle pasaportuna el konulduğunu, bu nedenle hukuk devleti, cezaların şahsiliği ve suç ve cezada kanunilik ilkelerinin ihlal edildiğini, el koyma işlemine dayanak oluşturan kanun hükmünün Anayasa Mahkemesince iptal edildiğini ancak iptal kararının istinaf mahkemesince dikkate alınmadığını, keyfî bir inceleme yapılarak iptal edilen kanun hükmü uyarınca karar verildiğini ve bu nedenle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
BAŞVURU KABUL EDİLEBİLİR: Somut olayda başvurucu yurt dışıyla olan bağlarından ve bulunduğu ülke dışına çıkmasına ilişkin olarak kişisel, ailevi, ekonomik veya mesleki bağlamda herhangi bir olay veya olgudan bahsetmemiştir. Bu nedenle başvuru, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı yönünden incelenmemiş, gerekçeli karar hakkı yönünden incelenmiştir. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
HAKKI İHLAL EDİLDİ: Sonuç olarak başvurucunun pasaportuna el konulmasına ilişkin bir mahkeme kararının mevcut olmadığı, pasaporta el konulmasına dayanak teşkil eden hüküm iptal edilmesine rağmen bu durumun istinaf mahkemesince dikkate alınmadığı, pasaporta el konulmasının başvurucunun eylemleri ya da ilişkileriyle de ilintilendirilmediği görülmüştür. Başvurucunun uyuşmazlığın çözümü için esaslı nitelikteki iddia ve itirazları derece mahkemelerince konu ile ilgili makul ve yeterli bir gerekçeyle karşılanmamıştır. Bu şekilde geçici olması öngörülen bir tedbirin uzun süre devam ettirilmesine sebep olunduğu anlaşılmıştır. Bu sebeple yargılama süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucunun gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
Başvurucuya net 18.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE, D. 446,90 TL harç ve 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 19.246,90 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE oybirliğiyle karar verilmiştir.”