“`html
Asgari Ücret 2025’te Yüzde 30 Artışla 22.104 Lira Olacak
2025 yılı için asgari ücretin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilen toplantılar sonucunda, asgari ücretin yüzde 30 oranında bir artışla 22.104 lira olarak belirlendiği açıklandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, kararı erken yapılan oturum sonrasında duyurdu. Karar sonrasında yaşanan tartışmalarda, hem iktidar hem de TÜRK-İş, eleştirilerin odağı haline geldi. 15 kişilik Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işçileri temsil eden TÜRK-İş, bir daha bu komisyonda yer almayacaklarını bildirdi.
SENDİKALAR GENEL GREV ÖRGÜTLEYEBİLİR Mİ?
Artan tepkiler neticesinde, sosyal medyada Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun meşruluğu, sendikaların güncel rolü ve ‘genel grev çağrısı’ konusu tartışılmaya başlandı. Bu noktada sendikaların genel greve gitme kabiliyeti hakkında düşüncelerini paylaşan Türk-İş’in eski Genel Başkan Danışmanı ve ODTÜ’de işçi-işveren ilişkileri üzerine ders veren akademisyen Yıldırım Koç ile Bağımsız Maden-İş Örgütlenme Sorumlusu Başaran Aksu, Odatv’ye açıklamalarda bulundu.
“Asgari ücret belirlemesi, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda gerçekleşmiyor,” diyen Yıldırım Koç, “Asgari ücretin miktarı, görüşmelerten önce tarafların gücüne dayanıyor. Örneğin, Sevr Anlaşması ve Lozan Anlaşması’nı düşünelim, her iki durumda da masada farklı güç dinamikleri vardı. Ne yazık ki, Asgari Ücret Tespit Komisyonu öncesinde Türk-İş’in ve diğer sendikaların önemli bir etkinliği yoktu.” şeklinde ifade etti.
‘MASA SEVR ÖNCESİ KOŞULLARDA KURULDU’
Koç, asgari ücretlilerin yıllar boyunca seçim dönemlerinde sağlanan zamlardan faydalandığını ve eylem geleneğinin yetersiz kaldığını dile getirdi:
“Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda gerçekleşen tartışmalar, ağlamaktan ve sızlanmaktan öteye gidemiyor. Çünkü yine Sevr öncesi güç dengeleri söz konusu. İktidara karşı kritik bir duruş geliştiremeyen sendikalar ve buna bağlı yapılar, son yıllarda asgari ücret artışını seçim dönemlerindeki gücüyle belirliyor. Bu koşullarda genel grev düzenleme olasılığı pek yok.” açıklamasında bulundu.
‘GENEL GREV ORGANİZE EDEBİLECEK KİMSE YOK’
Türkiye’nin geçmişindeki büyük grevleri anımsatan Koç, günümüzde genel grev düzenlemek için gerekli organizasyonel yapının eksik olduğunu belirtti. “Genel grev çağrıları yapılabileceği62 düşünülsa da, bunu gerçekleştirebilecek bir güç yok,” dedi.
‘EMPERYALİST İŞ BÖLÜMÜNÜN YANSIMASI’
Bağımsız Maden-İş Örgütlenme Sorumlusu Başaran Aksu, asgari ücretle ilgili alınan kararın arka planında emperyalist iş bölümünün etkileri olduğunu savundu:
“Sendikal yapı, özellikle 2000’li yılların başından itibaren değişti. Sendikaların iş gözetim süreçleri tekelleşti ve bu durum, sendikaların zayıflamasına neden oldu.” şeklinde konuşan Aksu, sendikalar arasındaki ilişkilerin nasıl işlediğini de eleştirdi.
‘İŞÇİ HEM İKTİDAR HEM DE SENDİKA KARŞISINDA GÜÇSÜZLEŞTİ’
Aksu, işçilerin, iktidar ve sendika karşısında güç kaybettiğini belirterek, “Bugüne kadar sendikaların mali hesaplarına dair herhangi bir denetim yapılmadı,” dedi. Ayrıca, bu durumun işçilerin çıkarlarının yeterince koruma altına alınmadığını vurguladı.
‘ASGARİ ÜCRET MÜZAKERELERİNDEKİ TEKLİFLER BİR SUÇUN BİR PARÇASI’
Aksu, asgari ücretin belirlenmesine yönelik öneri getirenlerin, aslında toplumun gerçek ihtiyaçlarını örtbas ettiklerini dile getirerek, asgari ücretle geçinmenin mümkün olamayacağını ifade etti.
‘İLİŞKİ BİÇİMİ SORGULANMALI’
Son olarak, ekonomik eşitsizliğin altında yatan ilişki biçimlerinin sorgulanması gerektiğine vurgu yapan Aksu, “Holdingler karlarını katlarken, milyonlar yoksullaşıyor,” diyerek bu durumun toplumsal adalet açısından kaygı verici olduğunu belirtti.
“`
